16 Kasım 2011 Çarşamba

Tapınak Şövalyeleri Hakkında Habertürk Gazetesi'nde Yayınlanan Söyleşi

NORVEÇ’teki saldırıları gerçekleştiren koyu Hıristiyan Anders Behring Breivik’in gerek internetteki manifestosu gerekse videosuna “Tapınak  Şövalyeleri”    adını vermesi, yüzlerce yıllık bir geçmişe sahip olan Haçlı  Seferleri    sırasında Hıristiyanları koruma görevini üstlenen tarikatı  yeniden    gündeme getirdi. Hıristiyan öğretiden yola çıktığını,  beslendiğini    ifade etse de Breivik’in ölüm adasında gerçekleştirdiği katliamda    onlarca Hırıstiyan gencin olması  Hıristiyan âleminde bile şaşkınlıkla    karşılandı.  Habertürk, asırlardır  gizemli uygulamaları, teorileriyle ‘yok olduğu’ dile getirilen Tapınak  Şövalyeleri’ni ele aldı. Kutsal topraklara hac için giden Hıristiyanları korumak amacıyla kurulan Tapınak Şövalyeleri   kimlerdi ve  ne istiyorlardı? Breivik’in manifestosunda Müslümanları    hedef göstermesi  gibi acaba Tapınakçılar da Müslüman düşmanı mıydı? Tapınakçılar bir  efsane mi yoksa günümüzde de faaliyet gösteriyorlar mı? Bu soruları uzmanlarına sorduk. Tapınakçılarla ilgili iki konuda uzmanlar görüş ayrılığı yaşıyor. Tapınakçılar yok oldu diyenlere karşın, “Hayır hâlâ yaşıyorlar ve dünyayı etkiliyor” diyenler de var. İkinci ayrılıksa, Tapınak Şövalyeleri’nin    Müslümanlık düşmanı olup olmadığı  noktasında yaşanıyor. Bu dizide Tapınakçılar hakkındaki bilinmeyenleri,  uzmanların düştüğü görüş ayrılıklarını bulacaksınız.


9 asırlık dinsel tarikatın 70'e yakın üyesi diri diri yakıldı.

Kutsal topraklara giden Hıristiyan hacıları korumak için Tapınak  Şövalyeleri’ni    kurdular. İki yüzyıl varlık gösterdiler. Sonunda  eşcinsellik, şeytana ve Baphomet’in putuna tapmakla hatta  Müslümanlaşmakla suçlanıp    yakıldılar, bir efsaneye dönüştüler.  Kimilerine göre tarikat yok oldu    kimilerine göreyse farklı gizli  örgütlere dönüşüp hâlâ dünya üzerinde etkisini sürdürüyor.

Uzmanlar arasında farklı değerlendirmelere neden olan 9 asır önce dini  temelde kurulan ‘Tapınak Şövalyeleri’yle    ilgili olarak araştırmacı yazar  Göktuğ Halis, ‘Tapınakçılar’ın 9 şövalye öncülüğünde kurulduğunu  anlatıyor. Halis, merkezi Kudüs olan örgütün ‘İsa Mesih’in Yoksul  Şövalyeleri’ olarak hayata geçtiğini    söylüyor ve Müslümanlık karşıtı bir  örgüt olmadığını ifade ediyor. Halis, Tapınakçılar’ın bir kiliseyi cami  haline getirip, bir Müslümanın namaz kılması için düzenlediğini  söylüyor.

‘Müslümanlık karşıtı değillerdi’

Tapınak Şövalyeleri kimdir, nasıl kuruldu?

Yaygın biçimde  ‘Tapınakçılar’ olarak bildiğimiz    tarikat, “Süleyman Tapınağı ve İsa  Mesih’in Yoksul Şövalyeleri”    ismiyle, XII. yüzyılın ilk çeyreğinde  Kudüs Kralı ve Kudüs   Patriği’nin onayıyla, Kutsal Topraklar’a giden  Hıristiyan hacılarını    korumaya ant içmiş 9 şövalyenin girişimiyle  kuruldu. Kuruluş tarihi net değil, 1119 ya da 1120 olma ihtimali oldukça  yüksek. Dönemin önemli    vakanüvisi Guillaume de Tyre’nin 1118 şeklinde  bildirdiği tarihin    hatalı olduğunu düşündüren bazı tarihsel belgeler  var. 9 şövalye içinde en önemli iki isim, ki bu 9 şövalyenin isimleri de  değişik   kaynaklarda  birbiriyle çelişkilidir. Hugues de Payens ve  dönemin en   önemli dini  liderlerinden birisi olan St Bernard’ın akrabası,  büyük   olasılıkla  dayısı olan Andre de Montbard…

Müslümanlığa  karşılar mı? 


Hayır değildiler. Savaş, kılıç ya da şiddet, Hıristiyanlık dininin ana metinlerine ters düşmektedir. Hıristiyanlık savaş karşıtı bir dindir.

Ama Breivik, manifestosunda Müslümanların yoğun olarak  yaşadığı ülkeleri hedef göstermiş? 


Breivik, Tapınak Şövalyeleri’nin  özünden habersiz. Onlardan bir simge olarak yararlandığını görüyoruz.  Çünkü olayın tarihsel özüne inmiş olsaydı Tapınak Şövalyeleri’nin kendi  dindaşlarına saldırı konusunda ciddi tavır gösterdiğini, Müslüman  düşmanı olmadığını bilirdi. Oysa Breivik Hıristiyanları    öldürdü.

Adları neden Tapınak Şövalyeleri,    anlamı ne? 


Tarikatın esas ismi ‘İsa  Mesih ve Süleyman Tapınağı’nın Şövalyeleri’dir. Kral tarafından Mescid-i  Aksa’ya yerleştirilmişlerdi. Bu nedenle Tapınak Şövalyeleri ismini  almışlardır.

Hıristiyan hacıları nasıl korumuşlar, neler yapmışlar?  


Kutsal    Topraklar’a giden hacılara yol boyunca eşlik etmiş, saldırılara  karşı    korumuşlar. Güvenliklerini sağlamak için çeşitli yerlerde kaleler  inşa  etmişler.




Tarikatın belli kuralları var mı? 


Yoksulluk, bekâret ve  itaat. Gerçekten yoksuldular. Şövalyeler aslında rahiptir, evlenmez  cinsel    ilişkiye girmezler. Evli olanların tarikate kabulü belli kurallara bağlıdır. İtaatkârlık ise hiyerarşiye bağlılık  anlamındadır. Tarikat Papa'nın kontrolünde ve emrindedir.

Nasıl yoksullar, Fransa Kralı’nın mal varlıklarına el  koymak için onları idam ettiği söyleniyor? 


Şövalyelerin bütün gelir kaynaklarının tamamının Kutsal Topraklar davasına adanması söz konusu.  Birçok Haçlı    seferi maddi gelir istiyor. Bir şövalye zırhıyla  donanımıyla ciddi bir    yatırım demekti. Avrupa’daki topraklarını  ekiyorlar, gemileriyle yolcu taşıyorlar. Gelirlerini savaşlarda  harcıyorlar.

Nasıl yaşarlardı? 


Tapınakçılar her şeyden önce dini bir  örgüt. Bütün günleri çok az yiyerek geçiyor. Yazılı kaynaklarda haftada  sadece birkaç   kez et yedikleri yer alıyor. Günleri dua ederek, çalışarak ve  yine dua okuyarak geçiyor. Sofu bir hayata katışıksız bağlılık gösteren insanlar. Ruhlarının esenliğini amaçlayan insanlardı.

Bir sembolleri,  özel kıyafetleri var mıydı?


 Sembolleri tek bir ata binen iki şövalyeydi. Bu bir yoksulluk sembolüdür aynı zamanda. Giysilerinde  ise beyaz harmani üzerine kırmızı haç bulunurdu. Harmani din adamlarının  giydiği beyaz kıyafetti ve bekâreti simgeliyordu.  Kırmızı haç ise savaş  sembolüdür.

Tapınak Şövalyeleri’nin   İstanbul ile bir bağlantıları  oldu mu? 


Bizim IV. Haçlı Seferi dediğimiz  seferlerin ne yönü saptı. Kutsal Topraklar amacıyla yola çıkan Hıristiyan orduları kendi iç  çatışmaları nedeniyle İstanbul’a saldırdı.  Aralarında Tapınak  Şövalyeleri de vardı. Büyükada’daki Kilise ile Ayasofya’nın yağmalanması  bu esnada oldu. Ama şövalyeler hem İstanbul hem de daha sonra gerçekleşen Cathar Seferinde, taraf olmaktan mümkün olduğunca kaçınmıştı.

Peki ne oluyor da Haçlı Seferleri’ne bu kadar hizmet  eden tarikat üyeleri idam ediliyor? 


Tapınakçılar Hıristiyan hacıları  korumak için kurulmuştu ama 14’üncü yüzyılın hemen başında Kutsal  Topraklar’daki    Hıristiyan kentler tek tek düştü. Hıristiyan kent  olmayınca amaçlarını    yerine getiremediler. Büyük borç içindeki Fransa  Kralı IV. Philippe, dinden sapma, eşcinsellik ve şeytana tapma gibi  suçlamalarda bulundu.    Yapılan yargılamalarda tapınakçılara yönelik  suçlamalardan biri de    Müslümanlaştıkları yönündeydi. Baphomet putuna tapmakla da suçlandılar. Baphomet, Muhammed isminin dönüştürülüşü şeklinde yorumlandı.

Neden böyle düşünülüyordu? 


Tapınakçılar sürekli savaş isteyen gözünü kan bürümüş insanlar değildi. Selahaddin Eyyubi’nin tarihçisi Usame   bin   Munkiz’in yazdıklarına göre, Kudüs’e gelen bir İslam elçisi namaz    kılmak  ister. Tapınak Şövalyeleri   bir kiliseyi camiye çevirirler ve ‘Buyrun  burada namaz kılabilirsiniz’    derler. İçeride bir Hıristiyan vardır ve  Müslümana tepki gösterir. Tapınakçılar müdahale edip dışarı çıkarırlar  ve Müslüman namazını kılar.

Yargılamaları nasıl noktalandı?


 1314  yılında örgütün liderleriyle birlikte toplamda 70'a yakın üye,  kazığa bağlanarak  yakıldı. Diğerleri ise    başka tarikatlara girmeye ya da inzivaya çekilmek  zorunda bırakıldılar. Yargılama sürecinde tüm mal varlıklarına Kral el  koydu. Papa bu malların kiliseye iade edilmesini istedi ama Kral  vermedi. Kral’ın    içinde bulunduğu maddi çıkmazları aşmak için  Tapınakçılara böyle bir    komplo kurduğu ortaya çıktı.


(Bu söyleşi 31 Temmuz 2001 tarihinde Habertürk Gazetesi'nde yayınlanmıştır. Söyleşinin sahibi Tülay Şubatlı'dır.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder