(...)
' Batı medeniyetinin “insan merkezli evren” anlayışının
kaynaklarının başında ‘tevhit’ dini geliyor. Türk Dil Kurumu bu sözcüğü
Tanrı’nın birliğine inanma, bir sayma ya da bir olarak bakma olarak tanımlıyor.
Genel anlamda bir’leştirme ya da tek(bir) tanrıya inanma durumudur. Bu haliyle
İslam, kutsal kitap Kur’an-ı Kerim’de de sık sık doğrulandığı üzere,
Yahudi-Hıristiyan dizgesinin bir parçası ve son halkasıdır. Tevhit inancı, daha
önceki dini sistemlerle ilişkisini ilerlemeci bir üstünlük kurgusu üzerinden
anlamlandırır. Bu alanda ilerlemecilik, taşa ya da hayvanlara tapma gibi bayağı
propagandalarla ilkel dinleri küçümsemeyen, doğal olarak onları anlamaktan
uzak, en yüksek dini olguya doğru ilerleyen bir düz çizgi kurgusuna dayanır.
Sistem, aynı zamanda modernizmin kendisinden arakladığı ve
önceki sistemlerde bulunmayan bir insan-doğa ilişkisine dayanıyor. Doğa’nın
insan için yaratıldığı fikrine… Tektanrıcı dinleri tanımlarken sıklıkla
kullandığımız ‘modern’ takısının anlamı budur. Yoksa tektanrıcı dinlerin izleri
Mısır ve daha da öncesine, ilkel kabilelere dek sürülebilir.(...)
Yazının tamamı için bk. (http://dikine.org/)