"Deniz kenarında yedi yıl boyunca atılmış insan kemikleri vardı. Kargalar, erkek sakallarından ve kadın saçlarından yuvalarını kurarlardı. Deniz yedi yıl boyunca karpuz gibi insan kafataslarını atıyordu. Benim orada gördüklerimi düşmanımın bile görmesini istemem..."(1)
21 Mayıs 1864 yılında Rus Çarı'nın baskısıyla ülkelerinden sürgün edilen Çerkes halklarından 500 bin kişi yolculuk sırasında ve ilk konakladıkları merkezlerde hayatını yitirdi. Trabzon Rus Konsolosu yazdığı bir mektupta bu trajediyi tüm çıplaklığıyla yansıttı:

"Türkiye'ye gitmek üzere Batum'a 70 bin Çerkes geldi. Bunlardan vasati olarak günde yedi kişi ölüyor. Trabzon'a çıkarılan 24 bin 700 kişiden şimdiye kadar 19 bin kişi ölmüştür. Şimdi orada bulunan 63 bin 900 kişiden her gün 180-250 kişi ölmektedir. Samsun civarındaki 110 bin kişi arasında her gün vasati 200 kişi can veriyor. Trabzon, Varna ve İstanbul'a götürülen 4 bin 650 kişiden de günde 40-60 kişinin öldüğü haberini aldım..."(2)
Tarihin derinliklerinde egemenlerin iradesi ve politik kararlarıyla yaşama hakkını, soluğunu yitirmiş, isimleri unutulmuş milyonlarca ezilmişin hatırası önünde saygıyla eğiliyorum. Onlar, "en az haksızlığın tarihi kadar" uzun bir geçmişe dayanan "adalet" ve "hak" arama mücadelesinin ruhudur.
Dipnotlar
1-Alıntı için bk. http://tr.wikipedia.org/wiki/Cerkes_Sürgünü
2-Alıntı için bk. http://www.dunyabulteni.net/tarih-dosyasi/210600/cerkes-surgunu-ve-sonrasi